Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET# Nereden geliyorsunuz? Nisan 11, 2006

CENNET# Nereden geliyorsunuz? Nisan 11, 2006

Tanrı dedi ki:

İhtimam gösterdiğiniz her şeyi umursuyor musunuz gerçekten? Pek çok şeyin beraberinde süpürülüp savruluyorsunuz. Derin bir nefes alın ve gerçekten neler için derin endişe duyduğunuzu, kaygılandığınızı bir gözden geçirin. Bu denli harap olamayacak denli ilahisiniz.

Açıkcası, sevgiden yana olmayan herhangi bir, herhangi bir mevzuya müdahil olduğunuzda savrulup kendi benliğinizden milyonlarca mil öteye sürüklenirsiniz.

Kendinizi hınçlanmış veya mağdur hissetiğinizde her ne yapmış olursanız olun sizsinizdir fail. Duygu ve düşüncelerinizle saldırırsınız kendi kendinize. Pataklayıp hırpalarsınız kendinizi. Belli bir titreşimdeki sesler kristal bir bardağı kırabilmekte, duygu ve düşünceleriniz de sizi ve çevrenizdeki her şeyi böylelikle etkilemektedir. Kim devam ederdi ki patlamaya hazır el bombaları dikmeye yüreklerine, tekrar ve tekrar pimlerini çekmeye, bilinen bir sepeb olmaksızın ya da hiç bir sebep olmaksızın onları sıklıkla yine aynı yerde idame etmeye?

Bir döngü varsa şayet sizsiniz bunu durduracak olan.

Ve şayet zihnizi sizin için gerçekten önem taşıyan şeylerden uzak tutmaya çalışarak geçiriyorsanız hayatınızı, bir dükkandan bir diğerine koşuşturup duruyorsanız eğer, kendinizi harap edici faaliyetlerin ardına saklıyorsanız eğer bu sefer de sizin için önem ifade etmeyen şeyler uğruna harcıyorsunuzdur hayatınızı.

Ne sizin için önemlidir, sevdiklerim?

Peşinde olduğunuz şeyin mutluluk olduğundan emin misiniz? Ondan kaçıp uzaklaşmadığınızdan emin misiniz, sanki mutluluğunuza teslim olmak hayatınıza mal olacakmışcasına ondan kaçınmadığınıza emin misiniz? Teslimiyet sizi oyalanmaktan kurtarır. Dikkatinizi sizi oyalayan şeylerden başka yöne çekerdim. Size mutluluğun peşine düşüp onu aramaktansa onu izlemenizi tavsiye ederdim. Mutluluğunuz kalbinizde yatmaktadır. Kalbinizi izleyin. Tutunun ona. Kalbiniz ne söylemeye çalışıyor size? Kulağınızı kalbinize dayayın. Kalbinizin odacıklarından sizin hakikatiniz yankılanmaktadır. Onu Ben koydum oraya, ve hakikat asla ayrılmaz oradan. Hakikat asla sendeleyip, tereddüt içinde olmaz.

Lütufkar olun yüreğinize. Size, engin ve uzak bir diyardan gelen muazzam bir gören olduğunu dikkate alın. Bu gören’in lisanını öğrenme mecburiyetinde olacaksınız. Vaktinizi yüreğinize harcayın, böylelikle öğrenecekesiniz insanoğlunun konuşmalarından da öte olanı anlayıp dile getirmeyi. Öğreneceksiniz, her bir solukta sevgiyi yaşamayı.

Düşüncelerinizin pek çoğunu çöp kutusuna atacaksınız. Yüreğinize engel olan hiçbir şeyi barındırmayacaksınız. Kalbiniz çok güçlüdür. Kalpler güçlüdür. Kendi sınırları yoktur onların, sevdiklerim. Sınırsızdır onlar, engindir. Ne düşüncelerinize ve olumsuz hislerinize, ne de dünyanın bilincine tabi olmak içindir onlar. Kalbiniz, kendi tatlılığıyla yükseltecektir dünyanın titreşimlerini.

Mutfağınızı silip süpürüyorsunuz. Şimdi de aynı şeyi yüreğinize yapın. Müsaade edin onun kendi altınını arayan bir dedektör olmasına. Bırakın bulsun kayıp hazineleri ki böylelikle kayıp olmayacaktır artık onlar.

Bir hazinedir Dünyadaki yaşamın. Sarıl ona canım. Sevgiden pek çok külçe vardır yüreğinde. Derinliklerden gelir onlar ve lakin şimdi pek de yakındırlar yüzeye. Eriş yüreğine, aç onu. Ardına dek aç. Müsaade etme hayatın seni yutmasına. Yüreğindeki sevgi ve hayatiyet serpilip büyüsün. Sevgi olsun ilginin odağı. Renklerin tanınsın yüreğindeki bayrak tarafından. Hangi diyarı hak ediyorsun? Hangi diyardan geliyorsun?
Cennet, elbetteki Cennet.

Çeviren: Engin Zeyno Vural