Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#1923 Bir Buyuk Salon Subat 9, 2006

CENNET#1923 Bir Büyük Salon Şubat 9, 2006

Tanrı dedi ki:

Sanki bir Büyük Salonun ortasında duruyorsunuz ve ben de size sesleniyorum. Benim çağrımın yankısını duyuyorsunuz lakin ben o Büyük Salonda sizinle birlikte duruyorum. Yankıları duyuyorsunuz, Benim Sesimin kulağınız denli yakın olduğu, yüreğiniz denli yakın olduğu, yüreğinizin içinde, duyuşunuzun en derinlerinde olduğu tüm zamanlarda. Size sizin içinizden sesleniyorum. “Kendinizi açın” diye sesleniyorum, “Duyun Beni”, diyorum. “BEN buradayım”, diyorum, “tam burada. Bensiz olabileceğiniz hiçbir yer yok. Bensiz gidebileceğiniz hiçbir yer yok. Bu neden size huzur vermiyor? Sizde ikamet ettiğimi bilirken başka nereden huzur bulmaya ihtiyaç duyuyorsunuz?”

Lakin yankıların da titreşimleri vardır ve bir yankı bile hala Benim Sesimdir. Hatta sessizlik de Benim Sesimdir. Benim size olan çağrımın yankılanışı asla kesilmez. Salonun ne denli büyük olduğu fark etmez, Benim Sesim ulaşır size. Bir an durun dinlemek için. İyi dinleyin Beni.

Diyorum ki “Sevgi”. Diyorum ki “ Sizi seviyorum şimdi. Sizi şu dakikada olduğunuz gibi seviyorum. Hatta aksilik de yapsanız, seviyorum sizi. Benim size olan sevgimi engellemek için yapabileceğiniz ya da söyleyebileceğiniz hiçbir şey yok. Benim size olan sevgim armağandır. Hiçbirimiz onsuz var olamazdık. Benim sevgimden sizinkine. Sevgi sevgiden doğar. Bu parolayı kendinizin kılın. O sizindir fark ettiğiniz takdirde.”

Lakin onu şimdi de fark edebilirsiniz. Ne olduğunuzu fark edebilirsiniz tam şimdi. Düşünmüş olduğunuz tüm o kasvetli, sönük şeyler değilsiniz. Dünyanın size verdiği bir karne değilsiniz ne de kendinize verdiğiniz bir karne. Eğer öğretmen Bensem, siz hepiniz Benim en iyilerimsiniz. Köşede ayakta duran hiç kimse yok. Hepiniz en önde oturuyorsunuz, hepiniz Benim görüşüm altındasınız, hepiniz Benim işitişim dahilindesiniz ve hepiniz Benim sevgimin içindesiniz.

Hakikat fark edilebilir, bilinebilir, hepsi sizin işitişiniz dahilindedir. Hepsi sizin görüşünüz dahilindedir. Hepsi yüreğinizdedir, akışkandır orada. Varlık asla bir yer işgal etmez lakin Varlığınızı barındırabilecek denli büyük bir yer de yoktur. Tüm kainat sizin Varlığınız olduğu halde kalbinizde bulunduğu için tüm kainat. Bu kalbinizin önemini ortaya koyar.

Farkındalığınız arttıkça münferit, bireysel kalp gibi bir mevhum kalmaz. Sadece Evrensel Varlık mevcut olur. Evrensel Varlık sayfasının köşesindeki küçük bir çentik de sizi, bireysel Varlığı tanımlar. Ancak siz her halükarda sayfanın tamamısınızdır. Kitabın tümü.

Akaşik Kayıtlar nerede, diye soruyorsunuz? Onlar içinizdedir. Onlar genlerinizdedir ve değişmez metinler değillerdir. Görünmez bir mürekkeple yazılırlar. Aslında, hiçbir iz bırakmazlar da. Benim olduğum denli tarifsizsinizdir, sevdiklerim. Benim olduğum denli kutulara, kalıplara sığmazsınız. Benim söylediğimden daha az olduğunuz nerede yazabilir ki, Benim olduğumdan daha az? Engin olan Ben, sizi nereye bağlayabilirdim ki? Geçmişe mi? Yapmazdım. Geçmişin olmadığını ifade ediyorum. Geçmişin asla var olmadığını ifade ediyorum. Olduğunuzu ifade ediyorum ve Benim söylediğim olduğunuzu. Siz benim ışığa çıkarılmış latif tablomsunuz.

Halbuki benim yapmakta olduğum tabloyu görebilseydiniz, ne denli mutlu olurdunuz. Ve lakin benim sanatımla çevrilisiniz, böyle olduğu halde bu size yeterli gelmiyor. Benim yaptığım tablonun dışına çıktınız, siz olduğunuzu söylediğiniz bir kopyaya doğru. Sizin kopyanız siz değilsiniz. Yalnızca bir suret o. Ancak daha düşük bir uyarlama olabilir o. Sizin taklit bir portreniz, bir taklittir. Arzu ettiğiniz her şeye inanın kendinizi fotokopi ile çoğaltılmış farzedin dilerseniz, ancak siz Tanrı’nın orijinal canlı tablosusunuz.

Eğer Benim yaratışımsanız, Benim yaratışımdan başka ne olabilirsiniz ki? Ben imitasyonlar yapmam. Gördüklerinizin ötesini görün. Bana atfettiğiniz veya ardına saklandığınız tüm o noksanlıkların ötesini görün. Kendinizi benim sizi ifade ettiğim gibi ifade edin. Siz Benim kendi hakiki sevgimsiniz. Siz Benim yaptığım tablosunuz. Bunun dışına çıkmanıza ve dönem karnesinden başka bir şey olmadığınıza dair kendinizi ikna etmeye ihtiyacınız yok ki.

Çeviren: Engin Zeyno Vural