Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#1920 UCSUZ BUCAKSIZ BIR OVA.... Şubat 6, 2

CENNET#1920 Uçsuz Bucaksız bir Ovanın Ortasında Şubat 6, 2006

Tanrı dedi ki:

Memnun olun ağlayabildiğiniz için. Gözyaşları kederi dışarıya çıkarıp memnuniyetin yolunu açarlar. Gözyaşlarınız yeryüzünü sular. Hatta gözyaşlarınız kainata hizmet de eder.

Gözyaşlarının nereden geldiğini merak edersiniz. Onları himaye eden kanalların ötesinden geldiklerini biliyorsunuz. Bazen de kontrolsüzce, gözyaşlarına akmalarını söyleyen işaret nedir? Size bazen ağlamanız için müsade eden ve bazen de etmeyen nedir bu? Kalabalığın içinde ağlamaktan neden utanırsınız? Ağlamak da utanılacak ne vardır ki?

Gözyaşları kahkahadan daha samimi olabilirler. Ve lakin bazen gözünüzden yaşlar gelinceye dek gülersiniz de. Ve bazen de sevinçten ağlarsınız.

Beklenmeyen bir şey olduğunda bu sizi sevinçten ağlatır. İstenmeyen bir şey olduğunda bu sizi kederden ağlatır. Düşünceleriniz bir oraya bir buraya gezinir ve bir kez sevinçten ağladığınız bir şey için bu kez üzüntüden ağlarsınız.

Seçtiğiniz düşünceler üzgün veya mutlu yapar sizi. Düşüncelerinizi yerleştirdiğiniz çerçeve belirler kendinizi nasıl hissettiğinizi.

Ve eğer üzgünseniz bu aynı zamanda buna mecbur olmadığınız anlamına da gelir. Keder sıkı sıkıya tutunmak zorunda olduğunuz bir şey değildir. Bir gereksinim değildir o. Sanki bir derneğin, bir organizasyonun üyeliğine kabul edilebilmek için zorunlu olduğunuz bir başlangıç seramonisi değildir o. Zaten dahilsinizdir buna. Burada, olmanız gereken yerdesinizdir. Gözyaşı seramonilerinden geçmenize gerek yoktur. Siz zaten İnsan ırkına aitsiniz. Zaten hayatın üyesisiniz. Asla acemi bir başlangıç üyesi olmadınız ki, Benim aziz canım.

İstemle ağlayabilmenize oranla daha çok zorunluluğa istinaden gülebiliyorsunuz demek değildir bu. Elbette buna niyetlenebilirsiniz. Meramınız nedir? Gözyaşları size kahkahalardan daha mı manalı geliyor? Kederin sevinçten daha mı kıymetli olduğunu hissediyorsunuz? Zihninizin kuytularında, her nasılsa ağlamanın gülmekten daha iyi olduğuna mı inanıyorsunuz? Neşelenmektense, acı çekmek için daha cesur olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Gözyaşlarının kahkahalardan daha derin olduğu kanaatinde misiniz ve gözyaşları, olduğunuzu zannettiğiniz birey için daha mı manalı, daha mı muteber?

Hem siz herhangi bir zamanda gülümseyebilirsiniz de. Gözyaşlarınızın arasından bile gülümseyebilirsiniz. Bu harikulade bir şey değil midir? Sevdiklerim, gözyaşlarının ortasında bile mutlu olabilirsiniz. Gözyaşlarına rağmen mutlu olabilirsiniz. Hatta onların vesilesiyle de mutlu olabilirsiniz. Ve gözyaşlarının diğer yanına da geçebilirsiniz.

Bırakın gözyaşlarınız bir tasfiye vesilesi olsunlar ve kendinizi uçsuz bucaksız bir ovanın ortasında buluverin şimdi. Siz bu ovadayken gördüğünüz ufuk engindir. 360 derecedir o. Ne tarafa dönseniz orada o güzel ufuk vardır. Dilediğiniz tarafa gidebilirsiniz. Eğer isterseniz tüm ufukları yakalayabilirsiniz.

Gözyaşları buharlaşır ve siz masmavi bir gökyüzü ve sonsuz ufuklarla çevrili olarak kalırsınız, dimdik. Gelin bir süreliğine Beni ziyaret edin. Sağa ve sola gidebilirsiniz ve tercih ettiğiniz herhangi bir ufka yönelebilirsiniz ve hatta siz neşenin her daim derin olduğu, hiçbir zaman yüzeyselleşmediği Cennete de yükselebilirsiniz. Uzağı-gören Birliğe yükselebilirsiniz ve daha önce hiç görmediklerinizi görebilirsiniz. Ve görmeyi sürdürebilirsiniz, yüreğiniz de seyahat edebilir. Yüreğiniz bir roket gibi olabilir ve fırlayıverir. Yüreğiniz kanatlarına meğil vermiş bir uçak gibi olabilir. Yüreğiniz sevgi dolu olabilir ve siz sevgiyi konfetiler gibi saçabilirsiniz Yeryüzüne. Gözyaşları düştükleri yerden toprağın üstündeki buğu gibi yükselirler ve böylece siz de en uzaklardaki yıldızlara erişebilirsiniz. Yıldızlarca emilebilir ve geceyi kutsayan yıldız ışıltılarının, gündüzü kutsayan gün ışığının bir parçası haline gelebilirsiniz.

Çeviren: Engin Zeyno Vural