Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

HEAVEN #2649 Tanri'nin Öykücüsü

HEAVEN #2649 Tanrı’nın Öykücüsü 25 Şubat 2008

Eğer hayatınızın bir haritası çıkarılmış olsaydı, kaydetmiş olduğunuz gelişmeyi görürdünüz. Şu an itibariyle sadece düşüşleri görüyorsunuz. Lakin yolun her bir santiminde tekamül ettiğinizi bilmek için harita çıkarmanıza gerek yoktur. Sadece burada olmanız, Benim sözlerimi okuyor olmanız bile buna yeterli kanıttır. Elbette ki tek kanıt bu değildir. Ve elbetteki hiç bir çeşit kanıta gerek de yoktur. Hayatta olduğunuza dair kanıta gerek var mıdır? Sizin kanıtınız hayatta olmanızdır. Hayatta olmanız, Benim elimde yaratılıp şekillenmiş ve hayata cesaretle atılmak üzere dünya üzerinde ileri sürülmüş, gelişen, tekamül eden bir İnsan Varlığı olduğunuzun da kanıtıdır.

Aziz çocuklarım, siz Bana kanıtsınız, Benim kanıtımsınız. Bir kanıta lüzum olduğu için değil, Benim mevcudiyetim kanıtlanabileceği için değil. İspatin sathi ve zayıf seviyesinde değilim Ben. Lakin, Beni kalbinizde ispatlıyorsunuz siz. Sizin Aşkınız değil miyim Ben, Aşk İçindeki Hayat Ortağınız değil miyim? En uzaklara ve en yakına beraber yolculuk etmiyor muyuz Biz? Evinizin bir köşesinde, bir arada yaşamıyor muyuz Biz? Muhakkak ki zihninizin de bir köşesinde bir arada yaşıyoruz. En muhakkak olarak da yüreğinizin koylarında beraberiz Biz.

Bensiz ne varolabilirdi ki? Bir gölün mırıltıları gölün kendisi değildir. Hayatın mırıltısı da Bensiz işitilmezdi, ne de siz olmadan işitilebilirdi o.

Eğer yazılmamış olsaydı hangi kitap okunabilirdi ki?

Bir başka ifadeyle söylersek eğer, sizi Ben yazdım. Doğmuş olduğunuz yüreğimde, ileri atılan, çağlayıp yayılan çok kuvvetli bir itki husule gelmişti. Benim bir sürgünüm oldunuz siz, Benden bir filiz. Böylece Ben’im ağacımdan varoldunuz. Nesebiniz Benim ve tıpkı sizi vücuda getirdiğim, size baba olduğum gibi, siz de Beni aktarıyorsunuz. Sizi vücuda getirmekten hiçbir şey alıkoyamadı Beni. Sizin Yaratıcınızım Ben, Yaradanım; siz ve hayatınız ise Tanrı’nın öykücüsüdür. Benimki değilse şayet başka kimin öyküsüdür bu anlattığınız?

Dünya üzerinde kendi kendinize ortaya çıkmadınız. Günlük bir hadise olmasına rağmen çocuklarımın ortaya çıkışları bir mucizedir. Benim hiç çaba harcamadan yarattığım bir mucizesiniz sizler. Sevmek bir çaba değildir Benim için. Sizi sevgimden yarattım, sonra da kendi yolunuza bıraktım. Yanınıza alacağınız her şeyi verdim size. Her şeyinizi temin ettim ve hala bunu yapmaktayım. Benim sevgim bir kez verildi mi geri dönmez artık ve her daim sevgi veririm Ben. Sevginizin, Benim sevgim olduğundan hiç şüphe yoktur ve Benim sevgimin tamamına sahipsiniz. Onsuz bir an dahi yoktur.

Sevgi olduğunuzu unutabilmeniz ise bir başka hikayedir. Bir şeyi unutmanız ya da kaybetmeniz onun olmadığı anlamına gelmez. Bu, onu kaybettiğiniz veya unuttuğunuz anlamındadır sadece. Bir yerlerde bıraktığınız şeyler her zaman ortaya çıkarlar. Anahtarınızı nereye koyduğunuzu unutursunuz, fakat onun mutlaka bir yerlerde olduğunu bilirsiniz. Yüreğinize azıcık bir dokunmak hafızasını canlandıracaktır. “Ah, Yaradan’ın sevgisinin olduğu o yer burası işte,” diye bağıracaksınız o zaman. “Hep buradaymış o!”

Diyeceksiniz ki, “Anlasana, Tanrı benim içimde, her zaman beraberimde. Yaradan kalbimde olduğu denli ben de onun kalbindeyim. Yaradan beni seviyor, beni seviyor, seviyor. Bir yıl, bir gündür değil; bin yıl bir gündür değil, fakat Ebediyet denilen tüm o süreklilik boyunca. Ebediyetin tam bu anında, Tanrı’nın tüm sevgisi Benim içimde bulunuyor. Ben artık biliyorum ki Yaradan’nın sevgisini idrak etmenin yolu onu vermektir benim için; en alakasız yerlerde bile bu sevgiyi vermektir, en münasebetsiz yerlerde, en tuhaf, en uzak yerlerde bile bu sevgiyi vermektir.”

“Yaradan bu sevgiyi, onu bahşetmeye devam etmem, bunu alışkanlık edinmem ve bu alışkanlığı sürdürmem için verdi bana. Verdiğim her bir armağanımla, Yaradan’ın kalbimde öne atıldığını hissederim ben. Ah, Yüce Tanrım, seni armağan edeceğim Ben; Tanrı Aşkına, Seni tamamen bahşedeceğim Ben. Benim için mutlu olmak, karşılık beklemeden Seni armağan etmektir. Kaybettiğim anahtar buydu işte ve o anahtara sahip olduğumu biliyorum. Şimdi bu anahtarı veriyorum ve Bizim -Senin, benim ve herkesin- Bir olduğumuzun tam idrakıyla- Seni armağan ediyorum ben.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: