Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

HEAVEN #2645 Dunyayi yalinayak dondurmek

HEAVEN #2645 Dünyayı yalın ayak döndürürsünüz artık 21 Şubat 2008

Kendinizi bulmak için, öncelikle kendinizi kaybetmeniz gerektiği daha önce söylenmemiş miydi? Egonuzu kaybetmeyi tabii ki istersiniz. Ego küçüldüğünde, hala insanca şeyler yapan bir İnsansınızdır, fakat ego sizi esareti altında tutmuyordur artık. Esas itibariyle, egonun kaprislerine riayet etmeyi bırakırsınız. Daha önceden sahip olduğu öneme sahip değildir ego artık. Ona tapınmayı bırakmışsınızdır. Omuzunu sıvazlamış ve onu maziye geri göndermişsinizdir.

Böylelikle, egoyla olan derin ortaklığınızın size temin etmiş olduğu o küçücük kimliğinizi kaybedersiniz. Artık Benimkinden başka bir kimliğiniz yoktur. Artık yalınayaksınızdır, aziz çocuklarım. Ruhunuz yalın ve çıplaktır. Bunu kabul etmişsinizdir. Elimi kabul etmişsinizdir. Benim yol göstermeme, rehberlik etmeme razı olmuşsunuzdur. Evet, sizi bulunduğum yere götürmeme, şükran duyarak imkan vermişsinizdir.

Geçmişte kendinize atfetmiş olduğunuz o küçük-lük halinin, o küçük “ben”in ne istediğine yönelik düşünceler kalmamıştır artık. Gayri-ihtiyari olarak, “Bir sonraki adım nedir?” düşüncesi vardır şimdi. Ve bir sonraki adıma açıksınızdır, çünkü bir ortaklık oluşturmuş ve CEO olarak Beni atamışsınızdır. Bir sonraki adımın ne olduğu ise şöyle ifade bulmaktadır: “Yaradan ne istiyor? ‘Artık benim Kendim olan Yaradan’ için ne yapabilirim ben?” Artık kör değilsinizdir, fakat Benim elimi tutarsınız. Benim yol göstermemi istersiniz.

Teslim olmaz, boyun eğmez lakin anlarsınız. Bu bir feragat da değildir, çünkü bu noktada feragat edeceğiniz hiç bir şey yoktur. Sizin iradeniz ve Benim İradem artık Tek ve Mutlak Bir İrade haline gelmiştir.Bundan böyle, “İstediğim bu mu?” diye sormazsınız bir daha. Hiç sormazsınız. Ben-merkezci “isteyici” artık burada değildir. Ah, bir bardak su isteyebilir o, ya da oturmayı isteyebilir, fakat kendisi için arayış ve talep içinde olan “o” değildir artık; çünkü hizmet edilecek, talepleri karşılanacak küçük “ben” mevcut değildir artık.

Böylelikle hayatınız bu noktaya ulaşır, “BEN olmanın Tamlığının Hiçliği” noktasına ulaşır o.

Pek ala, diyelim ki feragat ettiniz. Neden feragat ettiniz öyleyse? Bunu hatırlayamazsınız bile şimdi; çünkü şu anda bulunduğunuz yer itibariyle, geçmişte ne yapmış olduğunuzu ya da neleri serbest bırakmış olduğunuzu hatırlamak zor gelir size. Geçmişi serbest bırakmışsınızdır, hayırlı bir kurtuluştur bu ve şimdi de farklı bir Trampetçinin ritmine göre yürüyorsunuzdur.

Beni gerçekleştirmenin arayışı içindesinizdir. İstediğim herşeyi Bana vermeyi dilersiniz. Fakat Ben de bir “İsteyici” değilim. Neyim Ben? Ben Bahşedenim, Veren ve Bağışlayanım; böylelikle, verecek hiçbir şeyiniz olmasa bile siz de verici olmak istersiniz. Yüreğiniz dopdoludur ve onu verirsiniz. Onu kocaman açarsınız ve tüm dünyanın içeri gelmesine, Benim için orada kalmasına müsaade edersiniz. Yüreğinizi yalın ve çıplak kılarsınız. Böyle yalınayak, benden başka verecek hiçbir şeyiniz olmadığı halde, kendinizi, herşeyinizi tamamen Bana verirsiniz.

Dolayısıyla Kainatın Tüm Hazinesine sahip olursunuz, sahip olunacak ne varsa hepsine sahip olursunuz ve hepsini verir, bahşedersiniz; çünkü tüm bunlara sahip olmanın tek nedenidir vermek ve kendinizden, kendi benliğinizden geriye hiçbir şeyin kalmamış olduğu bu andaki gibi, şimdiki gibi asla hiç bu kadar dolu ve tam olmamışsınızdır. Geride bırakmış olduğunuz, bencil “ben”dir. Onu aslında hiç istememiştiniz. Ah evet, bir zamanlar onu gözünüzde çok büyütmüştünüz; neyi peki, işte hatırlamıyorsunuzdur bile.

Ve artık dünyayı yalın ayak döndürürsünüz. Her şeyi verirsiniz, herşeyi her yerdeki herkese verirsiniz. Yaptığınız şey kalbimin derinliklerine ulaşmaktır ve böylelikle, Benim kalbimi tasarruf etmeye çalışmadan, cömertçe bahşedersiniz . Hiçbir şeyiniz olmadığı için memnun olun, artık tasalanacağınız, kötü günler için tasarrufunda bulunacağınız bir şeyiniz yoktur. Şimdi her şey vermek ve bahşetmek içindir; çünkü siz Bana dönüşmüştünüz, böylelikle tıpkı Benim de Herkese bahşediyor olmam gibi siz de Herkese bahşedersiniz. Ve bu, çok sevildiklerinin hissidir, Aziz sevdiğim. Sevildiklerinin hissini veririz Biz.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: