Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

HEAVEN #2633 Tanri'nin kollarinda

HEAVEN #2633 Tanrı’nın kollarında 9 Şubat 2008

Sık sık, kendinize dair nelerden mutsuz olduğunuzu düşünmektense Beni ne kadar mutlu ettiğinizi düşünür müsünüz lütfen? Sizden dolayı mutsuz olduğumu zannetmiyorsunuz değil mi? Sizden dolayı çok mutluyum Ben. Sizin bakış açınızı taşımıyor olmam, sizin gözünüzle bakmıyor olmam gayet iyi bir şeydir; yoksa Benim de moralim bozuk olurdu. Neyse ki sevginin Bendeki kocaman gözleriyle görürüm Ben.

Size baktığım zaman kendi düşünce ağının içinde karma karışık olmuş bir Melek İnsan görürüm Ben. Fakat o ağı görmem, sizi görürüm Ben.

Size baktığım zaman bir labirentten dışarı çıkmak için yolunu arayan bir Melek İnsan görürüm Ben. Labirenti görmem, sizi görürüm Ben.

Size baktığım zaman sizi görmekten mutlu olurum. Sizi her gördüğümde mutlu olurum. Tabii ki mutlu olurum Ben. Sizin ışığınızı görürüm aziz çocuklarım ve yüreğimi sınırsız bir mutlulukla doldurursunuz. En yüksek mertebede de, en düşük noktada da olsanız, böyledir bu. Yükseği, düşüğü siz görürsünüz, Ben değil. Ben sizi, bu kadar zaman ve enerji vakfettiğiniz tüm o teferruatların, aksesuarların dahilinde değil, Kendi Işığımın Hakikati içinde görürüm.

Sizin inandığınız bu kurguya inanmıyorum Ben. Sizin hikayenizin sürrat trenini Ben kullanmıyorum. Benim zevkime göre aşırı sarsıntılı bir vasıtadır bu. Ben sadece sizi ve sizin Hakikatinizi kendi yüreğimde taşıyorum. Yeryüzünde yolculuk ediyorum fakat Yeryüzüyle sınırlı değilim. Siz de değilsiniz, sadece bunu henüz anlayamıyorsunuz. Hikayelerinizin devamına izin verebilirsiniz lakin onlara inanmak mecburiyetinde değilsiniz. Dramalardan siz de vazgeçebilirsiniz.

Peki, dramalardan vazgeçmek mecburiyetinde değilsiniz aslında. Onlara bu kadar sıkı tutunmamanız da kafidir. Her nevi hikayeden ötesiniz. Hikayeniz sizin anlamınız ya da özünüz değildir. Sizin anlamınız ve özünüz Benim. Bunu daha önce de söylememiş miydim?

Hayatın gerçekleri olarak addettiğiniz şeyler –ah, sizin için nasıl de hakikidir onlar- fantazilerdir aslında. Üzerine atıldığınız tüm o sevgiden uzaklaşma halleri, hayatınızın yapay kısımlarıdır. Hakikatten uzaklaşma durumlarıdır onlar. Ebedi Sevgiyi sanki imkansız bir şeymiş de ben abartıyormuşum gibi görürsünüz; ona umutsuz bir tutku, imal edilmiş yapay bir tutku, düşmemek için sıkı sıkıya tutunduğunuz hayati bir arzu gözüyle bakar ve bunu aşırı bir sıklıkla yaparsınız. Beni daha sık dinlemenizi isterdim. Sevgi ve barışa yönelik hüsnü kuruntular olarak addettiğiniz şeyler Realitedir. Hayatın ne olduğu budur işte aziz çocuklarım. Olduğu şey ve olduğu herşey budur.

Hayat bunca dikkat verdiğiniz tökezlemelerden ve falsolardan ibaret değildir. Oyunun dahilinde yer alın fakat ona bu kadar inanmayın. Sadece bir piyestir bu. Hayatın Hakikatinin dışına çıkıldığı, küçük bir kesittir o. Bir oyundur. Fakat oyunları da çok ciddiye aldığınızın farkındayım Ben. Kazandığınız ya da kaybettiğiniz zaman gerçekten bir şeyler olduğunu zannediyorsunuz. Pişti oynarken bile kavga ediyorsunuz. Budalalığın hangi sınırlarına kadar da gidiyor Benim çocuklarım? Yeterince komik, değil mi?

O halde birlikte gülelim. Bu kadar da ciddiye aldığınız bu hayatı birlikte sevelim. Onu yerine koyup, sevelim ve ondan keyif alalım, onu yük olarak görmeyelim. Tıpkı sabahları yorganınızı bir kenara attığınız gibi, yük fikrini de bir kenara atın. Tüm yükleri bir kenara atın sadece ve onların içinden çıkın. Süzülerek Benim yüreğime yükselip orada kalın ve dört bir yandan hoplayıp zıplayarak üzerinize gelen günlük hadiseler yerine kollarımda huzur bulun. Bunu yapın lütfen.

Bunu yapabilirsiniz. Bunu yapabileceğinizi biliyorum Ben. Yüreğim dahilinde biraz daha fazla kalabilir ve oyalanabilirsiniz de. Günlük hadiselerin, Bana yönelik farkındalığınızı yıpratan çatışmalar haline gelmesine müsaade etmek zorunda değilsiniz. Hayatınıza Benim damgamı vurun. Hayatı Bana gelen yol olarak görün.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: