HEAVEN #2624 Daha çok gülün, daha az ağlayın 31 Ocak 2008

Hayattaki tezatlardan yakınıyorsunuz ama bu tezatlar size mutluluk da veriyorlar. Eğer acıkmazsanız en harika yemekler bile iştahınızı kabartmazlar. Eğer sıcak olup da terlemezseniz üşümenin nasıl bir şey olduğunu nereden bileceksiniz. Bu nevi şeyleri daha önce de duymuşsunuzdur.

Elbetteki tezatlar sizin için bir gizem taşırlar. Savaşın da barışın da aynı gezegende nasıl varolabildiğine hayret edersiniz. İnsan yüreğini bu denli ısıtabilen insanların olduğu bir dünyada, kalpsiz ve kaba insanlar nasıl var olabilmektedir? Açgözlülük ve cömertlik nasıl olup da aynı anda mevcut olabilmektedir. Keyif ve ızdırap nasıl eş-zamanlı olarak var olabilmektedir. Liste uzayıp gider.

Dünyada mutluluk oluşturmayan niteliklerin ortadan kalkacağı günler gelecektir. Artık negativite hiç varolmayacaktır. Ve bu şimdi olmaktadır. Buna yönelik kanıtları her zaman göremeyebilirsiniz; lakin kendiniz ve tüm insanlık için arzu ettiğiniz her şeyin çiçeklenmekte olduğu bir bahçe vardır. Aşırılıklar olmayacaktır artık. Dünya itidal kazanacaktır, siz ise elbetteki daha çok gülüp daha az ağlayacaksınız. Tüm o gözyaşları silinip gidecekler.

Bir tezat söz konusu olmaksızın da takdir etmeye muktedir olacaksınız. Tezatlık fikri eski moda bir düşünce haline gelecek. Tezatlara işaret etmeye gerek kalmayacak, bunun bir erdemi de olmayacak. Renkler ve lezzetler hala olacaklar. Karşıtlık ya da direnç hissi gerektirmeyecek kadar tezat var olacak yine de. Tezatlar hoş karşılanacak ve sevilecek onlar; hiçkimse ayrı tutulmayacak, bir kenara atılmayacak, hiçbir ülke bir diğerinden ayrı kalmayacak çünkü dünya tabii hali olan Birliği en yüksek seviyelerde deneyimliyor olacak. İnsanoğlunun dünyasında bahar hüküm sürecek.

Oburluk söz konusu olmayacak ve siz de çok fazla yemek yemeyeceksiniz; fakat yemeklerin hepsinden büyük keyif alacaksınız. Ne çok sık yiyeceksiniz, ne de çok fazla. İştaha yer ayıracaksınız. Herkes için yeterli yiyecek olacak. Göze batan tezatlar yerine hayatın her alanında denge var olacak.

Savaşlara hiçbir zaman gerek yoktu. Bu sözde savaş ihtiyacı da azalmaktadır. Barışa ve savaşların ortadan kalkmasına duyulan arzu sadece başarılı söylevlerin teması değildir artık. Kimse verdiği heyecan için savaşa ihtiyaç duymayacaktır artık. Kimse ne savaş açacaktır, ne de savaşacaktır. Dünya bunu çok daha net görecek. Dünya kendi kendisiyle daha barışık olacak. Kargaşa ya da arbede çıkarmanın gereği kalmayacaktır. Tüm bunlara zaten oldukları gibi, budalalık gözüyle bakılacaktır.

Rekabetçilik ortadan kalkacak, meydan dostluğa, arkadaşlığa kalacaktır. İşbirliği içinde olmak, el birliği yapmak temel nitelik olacaktır. Başka hiçbir şey dikkate alınmayacaktır. Hayatınızın her anında sizi takip eden iyilik ve rahmet olacaktır. Kimse iyilikten ve rahmetten başka bir şeyle karşılaşmayacaktır.

Yüreklerdeki tüm iyilik dışarı taşarak akacaktır. Bu kadar basittir bu. Adaleti küçük düşüren hiçbir şey söz konusu olmayacaktır. Adaleti düşünmeye bile gerek kalmayacaktır. Sevgi düşünülecektir. İnsanlar biribirlerini hapse atmayacaklar artık, çünkü hapsettiklerinin aslında kendileri olduğunu bilecek onlar.

Birlik hakim olduğunda, kim kendi kafasını kesip buna adalet diyebilir ki? Şefkatin aklıselimi bayrağını çekecektir göndere. Yüreklerin fikir birliği olacaktır. Akıl kendine meftun olmayacaktır. Yürekler tesir altında kalmayacaktır. Öfke artık varolmayacaktır. Olur ki ortaya çıkarsa, onu kimse takip etmeyecektir. İnsanlık yüreğindeki en yücenin takibinde olacaktır. Yeryüzünde takip edilecek tek şey bu olacaktır.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: