Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

HEAVEN #2622 Hayatin sadece kucuk bir parcasi

HEAVEN #2622 Hayatın sadece küçük bir parçası 29 Ocak 2008

Yazın güneşi veya kışın karı; her halükarda hayat sadece hayattır. Akmaya devam eden uçsuz bucaksız bir ırmak gibidir o. Diğer yandan hayatın kendine özgü bir değişmezliği vardır. Hayat, kendini tüketmez, aziz çocuklarım. O ünlü masaldaki Küçük Tren gibidir hayat, her türlü zorluğun üstesinden gelen ve olumlu bakış açısını hiç kaybetmeyen. (The Little Engine That Could)

Hayat hergün yeniden buluşur sizinle. En azından yarı yolda yakalar sizi. Bazen hayatın sizi sürüklemesini istersiniz, bazen de bunu hiç istemezsiniz, ama hayat sizin için yol alır. Onu arkadaşınız olarak görmenizi ister hayat. Kendisine bir hasım ya da engel gözüyle bakılmasını asla istemez.

Hayat size, polemiklerle dolu tartışmalı bir mevzuymuş hissi verir, sanki onunla inişli çıkışlı, biraz da kesintili bir aşk ilişkiniz vardır. Bir gün ondan yana çok memnunsunuzdur, bir başka gün ise elinizin tersiyle itelersiniz; lakin hayat akıp ilerlemekten başka bir şey yapmaz. Dekor ise daha farklı görünebilir. Bazen hava sıcaktır, bazen de soğuk. Bazen hayatın Niagara şelalesinden düşmekte olan bir varil olduğu hissine kapılırsınız, siz de o varilin tam içindesinizdir ve işiniz koşulların vicdanına kalmıştır. Ne var ki hayatın durması söz konusu değildir. Bunu yapacak bir düğme yoktur. Hayatın aslı ve ana fikri, hayatın kendisidir. Bir enerjidir o ve bu enerji akarak ilerler, sizi de beraberine alır; ancak bunu bir kargoyu taşırcasına yapmaz, sadece bazen siz öyle olduğunu düşünürsünüz.

Hayatın çok küçük bir parçasını görme eğilimindesinizdir. Bu küçük parçayı hayatın kendisi olarak görürsünüz, fakat bu parça bütünün çok küçük bir uzantısıdır. En arkadaki o küçük personel vagonu trenin tamamı değildir. Hayat dahilinde, sizin görmeye alıştığınız o vagondan çok daha fazlası vardır. Hayata hareket veren kuvvetli bir lokomotif vardır. O trene atlayın aziz çocuklarım ve bakın bakalım sizi nereye götürecek. Üstelik, yol boyunca arkanıza yaslanıp geçtiğiniz manzaraların keyfini de çıkarabilirsiniz.

Ve mevcut trenden inip bir diğerine bindiğinizde siz hala aynı sınırsız ve mutlak sizsinizdir. Tabii ki çok daha fazla aydınlanmış olarak. Tabii ki daha önünüzde çok şeyler vardır. Bir kase enfes profiterolde, üstündeki fıstıklardan çok daha fazlası vardır. Profiterolün ne olduğunu bilmek için tüm tatlıyı yemeniz gerekir. Bunu yapabilirsiniz ve hayatın her bir lokmasının elbetteki tadını çıkarabilirsiniz. Bu yoldan sadece bir kez geçtiğiniz doğrudur.

Canım evladım, sen ezelen ve ebeden bu yoldan geçmektesin. Buna bir nihayet yoktur. Bir sonraki dönemeç ise seni diğer hepsinden daha muhteşem bir tepeye çıkarabilir.

Kısacık bir an için her ne hissediyor olursanız olun, yolculuk kısadır. Bir anı bile kaçırılmayacak kadar kısadır o. Onu bir kenara itmeniz aşırı bir kadir-bilmezlik olur. Gözlerinizi kapamayın. Tüm manzarayı yudum yudum içercesine seyredin. Gözlerinizi dört açın. Düşmeniz mümkün değildir. Çok sürratli ve güvensiz görünen bir yolculuk yaptığınızı düşünseniz bile düşemezsiniz. Hayatta, ancak olduğunuzu düşündüğünüz ve istediğinizce anlam yüklediğiniz bir yerde olabilirsiniz.

Hayat karşınıza her zaman çiçeklerle kaplı bir yatak olarak çıkmaz; herzaman, çivili bir yatak olarak da çıkmaz karşınıza. Belki de kullanıcısı tarafından kurulan yataklar gibidir hayat. Size nasıl rahat geliyorsa öyle yapın o yatağı, aziz çocuklarım.

Hayır aziz çocuklarım bu gemiden atlamaya çalışmayın. Bunu aklınızdan dahi geçirmeyin. Hayattan sadece hayata giriş yapabilirsiniz. Pekala, hayat karşınıza her zaman koca bir kase çilek olarak çıkmayabilir. Hatta size boş bile görünebilir bu kase. O halde o kaseyi doldurmak size düşer.

Aziz çocuklarım hayatı toplayın ve koca bir tencereyi onunla doldurun bir güzel. Hayatın tatlısını yapın. Koca bir tencere aşure yapın ondan, leziz mi leziz.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: