Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

HEAVEN #2615 Hakikatin parlak günışığı

HEAVEN #2615 Hakikatin parlak günışığı 22 Ocak 2008

Bazen, her zaman önünüzde duran şeyleri görmezsiniz. Her zaman baktığınız şeyleri görmeye o kadar alışmışsınızdır ki bazen çepeçevre etrafınızda olan şeyleri görmezsiniz. Kendinizi kamufle etme konusunda o kadar mahirsinizdir ki buna tapınır hale gelmişsinizdir. Kendinizi “siz” olmayan bir şeylerle sarıp sarmalamış ve kendi yarattığınız bu idole inanır olmuşsunuzdur. Dünya, Benden önde tuttuğunuz diğer tanrıdır, bu doğru değil mi? Dünyayı kendi üstadınız kılmadınız mı? Onun tüm planlarına, tasarım ve emirlerine yapışıp kalmadınız mı? Bencilliği ve tamahı, Dünyanın bu nevi tüm kamuflajlarını Benden öğrenmediniz aziz çocuklarım. Bunları kutsal gerçekler olarak benimsediniz ve kendi Hakikatinizden vazgeçtiniz.

İçinde yaşadığınız ve taptığınız bu dünya Benim yaratmış olduğum dünya değildir. Evet doğrudur, Benim yaratmış olduğum günışığına, tüm o dağlara ve tepelere, vadilere, denizlere ve tüm o güzelliklere sahipsiniz elbet; fakat bir yanılsamalar dünyası kurup bunların üstünü de kat kat yanılsama ve hayallerle örtmüşsünüz. Ekonomi bir yanılsama değil midir? Peki, yanılsama değilse nedir o halde. Sanki onsuz varolamazmışsınız gibi başlıca dayanak noktanız bir yanılsamadır. Herşeye kadir gözüyle bakılan dolarlara karşı gerçek olmayan, yapmacık bir bağlılık gösterdiğinizi düşünebilirsiniz, fakat kendinizi kandırıyorsunuz. Her türlü ve her kılıktaki tamahın üzerinde olduğunuzu, yaptığınız her şeyi de hayatta kalmak için yapmaya mecbur olduğunuzu düşünmek hoşunuza gidiyor.

Bu aralar dünyadaki “imanınızın” biraz sendelemeye başladığı görülüyor ve siz de dehşete kapılıyorsunuz. Ekonominin bu kudretli banknotları gevşeyip de ellerinizden kayarken neye inanabilirsiniz ki?

Bu yanılsamadan ötesini de görmeye başlıyorsunuz artık. Bu vesileyle onun üzerinden sıçrayabilirsiniz şimdi. Kendinizi adamış olduğunuz bu hayal mahsulü dünya dalga dalga üzerinize gelip geri çekilen çılgın bir denize dönüşüyor ve siz de dünyanın rızkı aslında sizin kendi rızkınızmış gibi davrandığınız bu tavrı artık nasıl sürdüreceğinizi bimiyorsunuz.

Dünyanın kendini özdeşleştirmiş olduğu, ısrarla ve ilkelce habire reklamını yaptığı değersiz ekmek kırıntılarından değil lakin Cennet’teki kudret helvasından yaratılmış olduğunuzu görmeye başlıyorsunuz.

Tüm varlıkların tek hakikatine dönelim şimdi, ki sevgidir bu hakikat, herkesin biribirini kardeşcesine sevmesidir ve de asıl mesele bir diğerini kendiniz kadar sevmek değildir aslında, “Bir”ini ve “Bir”liği dünyadan da öte sevmektir. Varoluştaki bu yenilik, mutluluğunuzdan hiçbir şey alıp götürmez aziz çocuklarım. Bilakis yüreğiniz muazzam bir mutluluk balonu haline gelir, o balon ki yükselmeye devam eder ve dünyanın tüm sınırlarını aşar, o sınırların üzerinde patlar ve nihayetinde yüreğin ne olduğunu, onun her zaman ne olmuş olduğunu ve ne için olduğunu mutlak olarak bilir; çünkü artık kalbiniz Cennetin Işığına adım atmıştır ve yaratılmış olduğu o ışıkla dolmuştur, siz ve kalbiniz neyle Özdeş olduğunuzu tam layığıyla görüyorsunuzdur artık. Hakikaten bir ruhunuz vardır ve gel-geç bir şey değildir o. Cennetin aynasına bakıyorsunuz artık ve gerçek yansımanızı görmeye başlıyorsunuz. Üzerinde durduğunuz ana kaidenin ve başlıca desteğinizin Ben olduğumu görüyorsunuz. Bir Akıl ve Bir Yürek görüyorsunuz, ellerinizi çırpıyor yeni bir şarkı söylüyorsunuz, yeni bir dans sergiliyor ve yeni bir hayat yaşıyorsunuz.

İşte bu, Bizim “Uyanış” dediğimiz şeydir. İlk ve son kez uyanıyorsunuz artık. Kimse uyuyorken ya da uyku mahmuruyken ya da Hakikatin Parlak Işığı olmayan herhangi bir halde geride kalmıyor artık.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: