Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#2521 Mazeret bulmanın saçmalığı

CENNET#2521 Mazeret bulmanın saçmalığı 20 Ekim 2007

Sevgi olmak, sevgiyi görmek ne kendiniz için ne de başkaları için özürler bulup mazeretler yaratmanız anlamına gelmez. Mazeretler sevgi değildir. Mazerettir onlar. Sevgi “mış” gibi yapmak değildir. Mazeretler öyledir. Başkaları adına mazeretler bularak kimseye iltimas geçmeyin. Ve herşeyden önce kendiniz için de mazeret bulmayın.

Eğer bir randevunuza geç kaldıysanız, telefona ya da trafiğe yakalanmanız kesinlikle doğru olabilir; lakin telefon ve trafik geç kalmaya mazeret değildir. Eğer uçuşunuz iptal olmuşsa, bu mazerettir. Sizin elinizde olan bir şey değildir sonuçta; fakat telefon ve trafik öyledir. Telefonda uzun uzun konuşmak zorunda değilsinizdir. Telefon eden kişiye şöyle söyleyebilirsiniz: “Önemli bir randevum var ve geç kalmak istemiyorum. Seni sonra arayacağım.” Eğer telefon yüzünden geç kalmışsanız, telefonla arayan kişinin beklettiğiniz kişiden daha önemli olduğunu söylüyorsunuzdur.

Mesele trafik nedeniyle gecikmek olduğunda, bunu beklemiyorsunuzdur. Öte yandan, trafiğin yavaş akması ilk kez olan bir şey değildir. Öyleyse, arabanıza daha erken binmeniz mümkün olamaz mıydı?

Diğerlerinin davranışları için mazeret bulmamanızı söylerken onları cezalandırmanızı kastetmiyorum Ben. Onlar için mazeretler bulmamanızı söylüyorum sadece. Aziz çocuklarım, ne kendinizi bir başkasının düşüncesizliğine maruz bırakmak zorundasınız, ne de bir başkasının düşüncesizliğine mazeret uydurmak mecburiyetindesiniz. Düşüncesizlik hali ısrarcı olduğunda ise kendinizi yiyip bitirmeniz gerekmez, fakat bununla yüzleşmek zorundasınızdır.

Birisi düşüncesiz ya da nezaketsiz olduğunda o kişinin çocukluğunun nasıl geçmiş olduğunun bir önemi yoktur. Bu kişi tahayyül edilebilecek en berbat çocukluğu da geçirmiş olabilir. Fakat bu hala, birisinin size kendinizi değersiz hissettirmesini mazur kılmaz. Bunun bir mazereti yoktur. Belki bu bahaneyle paçalarını kurtarabilirler; fakat yine de bunun bir mazereti olamaz.

Saygı görmek hakkınızdır. Hatta çok sevilmek hakkınızdır. Öncelikle kendinizi pek çok sevin.

Ebeveynlerinin denetiminde olan küçük bir çocuk değilsiniz artık. Kendinizden başka hiçkimsenin denetiminde değilsiniz. Sevmek ve mazeretler bulmamak konusunda hür olmanız gerekir. Değerinizi idrak etmek için kendinize müsaade edin.

Gardiyanların kaba saba olabileceği bir hapisanede yaşamıyorsunuz, zaten bu durumda yapabileceğiniz ya da söyleyeceğiniz fazla bir şey de yoktur. Hapisane şartlarında haklarınız sizden alınmıştır. Bir hapisanedeyken sessizliğinizi korumak ve kalbin sessiz seviyeleri ile alakadar olmak mecburiyetinde kalabilirsiniz. Bu da bir şeyler yapmaktır.

Bir başkasının bayağı davranışlarını, şöyle şeyler söyleyerek mazur göstermeyin: “Bunu kastetmemişti. Ne yaptığını bilmiyordu. Aslında beni seviyor.” Bunların tamamı da doğru olabilir; fakat bir mazeret teşkil etmezler. Şöyle şeyler söylemek de sizin için mazeret teşkil etmez: “Bununla ilgili yapabileceğim hiç bir şey yok.” Ya da “ Belki de bunu hakediyorum.” Haketmiş dahi olsanız bu, yapılan hareketin doğru olduğu anlamına gelmez. Azap çekmeniz murad edilmez. İstenmedik şeylerin devamına müsaade etmek hoş değildir. Kendinizi değiştirin. Kendi idrakınızı değiştirin. Aldığınız konumu değiştirin.

Kırgınlık duymamanızı, alıngan olmamanızı size ilk söyleyen Benim. Fakat, yüzleşmeniz ve haklarında kendinizi kandırmamanız gereken bazı şeyler vardır. İncitici davranışlar onaylanabilir değildir. İnkarında olmaya devam edemeyeceğiniz meseleler vardır. İnkar halinde olmak size hizmet etmez. Başkalarına da hizmet etmez bu. Ve Bana da hizmet etmez.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: