Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#2518 Tanrının Mizah Duygusu Vardır

CENNET#2518 Tanrının Mizah Duygusu Vardır 17 Ekim 2007

Elbetteki Benim de bir mizah duygum vardır. Bunu görüyor olmanız gerekir! Etrafınızda olup bitenlere ve sizin yaptıklarınıza bakıp da gülmemek, ya da en azından tebessüm etmemek mümkün mü?

İnsanların yaptığı tüm o budalaca şeylere bir bakın! Aşka düşen, sonra aşkın dışına düşen daha sonra da, “bir kere sevdim, bir daha artık sevmeyeceğim” diye kendi kendilerini paylayan tüm o insanlara bir bakın. Bu hal sizin için önemli olsa da o pembe dizileri hafife almıyor musunuz?

Bir arabanın, paranın ya da etraflarını sarmaladıkları tüm o fantazilerin gerçek bir şey olduğunu düşünen insanlara bir bakın.

Söyleyin Bana aziz çocuklarım, nasıl gülmem Ben? Gülmekten katılıyorum! Gülmemek Benim için çok zor. Ve bir süre sonra siz de gülmeden duramıyor olacaksınız.

İçinizdeki sükuneti idrak ettiğinizde, önemli addettiğiniz tüm o şeylerin gülünçlüğünü görecek ve yüzünüzdeki o pek ciddi ifadeyi koruyamayacaksınız. Aynıyız Biz.

Küçük çocuğunuz, sanki hayatta başka önemli bir şey yokmuşcasına kırılan oyuncağının ardından hüngür hüngür ağlarken nasıl da perişan olursunuz. Küçük çocuğunuz oyuncak bebeğini bulamayıp kendisi perişan olduğunda bulması için ona yardım edersiniz. Çocuğunuzun hatırı için bu trajediyi hafife almazsınız; fakat çocuğunuzun olayı öyle görmesinin haricinde bunun bir trajedi olmadığını da bilirsiniz.

Aynı zamanda çocuğunuzun bir oyuncağa, bir bebeğe ya da bir battaniyeye önem vermesini, çok ihtimam göstermesini, bebeğinin üzerindeki yara-bereleri bir kayıp ya da trajedi olarak almasını sevimli, hoş bir şey olarak görürsünüz. Ben de en az sizin kadar iyi değil miyim? Ben de sizin trajedilerinize aynı gözle bakıyorum. Sizi ciddiye alıyorum, lakin içimden de gülüyorum. Kaybınıza ya da mahrumiyetinize değil elbette; fakat yas tutmanız için gerçek bir neden olmamasına gülüyorum. Güldüğümü görmenize izin vermiyorum, çünkü sizi bulunduğunuz noktada ciddiye alıyor ve öyle hitap ediyorum. Sizden sufle alıyorum. Kalpsiz değilim Ben. Fakat Benimle birlikte gülmenizi de isterdim doğrusu. Eğer Benim gördüğüm enginliği siz de görebilseydiniz siz de gülmekten kendinizi alamaz, kahkahalarınızı tutamazdınız.

Aziz çocuklarım, burada gülünmeyecek ne var ki? Güneş hergün yüzünü gösteriyor, öyle yapamazsa size yağmur gönderiyor ve sonra yerleri kuruluyor o. Olağanüstü güzellikleri olan bir dünyada yaşıyorsunuz da neden parendeler atmıyorsunuz? Neden sevinçten zıplamıyorsunuz?

Diğerlerini ciddiye alın fakat kendinizi değil. Kendinize nasıl gülemezsiniz ki? Tüm o korkularınıza ve fobilerinize ve onları nasıl da ciddiye aldığınıza bir bakınca nasıl gülmezsiniz? Evet, kendinize gülmek iyi fikirdir. Böylelikle kendinizi bu kadar ciddiye almazsınız. Hayatı bu kadar ciddiye almazsınız ve aynı zamanda ona daha fazla hürmet duyarsınız. Ona daha fazla hürmet duyarsınız, dolayısıyla onu daha çok seversiniz, zira hayatı çok da ciddiye almıyorsunuzdur. Hayatı gereğinden fazla ciddiye aldığınızın elbetteki farkındasınız. Gündelik hayatın ölüm-kalım meselesi olduğunu düşünüyordunuz. Kimbilir kaç defa utançtan öleceğinizi hissetmiştiniz. Ve kaç kere ölmüştünüz acaba? Aziz çocuklarım, en son baktığımda gayet iyi görünüyordunuz.

Ölüm diye bir şeyin olmadığı fikrini tamamen özümsediğiniz bir noktaya geldiğinizde ise gülünmeyecek ne kalır geriye?

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: