Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#2517 Cennet Bilinci

CENNET#2517 Cennet Bilinci 16 Ekim 2007

Her şeyi sizin kadar ciddiye aldığımı mı düşünüyorsunuz? Herhangi bir şeyi sizin yaptığınız kadar ciddiye aldığımı mı düşünüyorsunuz? Hisler ve hayal kırıklıklarından dolayı yılgınlık içinde mi olduğumu düşünüyorsunuz. Bedenin ölümünden dolayı yılgınlığa kapıldığımı mı düşünüyorsunuz? Yere süt döküldüğünde ağladığımı mı düşünüyorsunuz?

Eğer yere dökülen süt için Ben yılgınlığa kapılmıyorsam, siz bu yılgınlığa mecbur musunuz?

Bugün şu düşünceyi taşıyın: “Tanrının mizah duygusu vardır, öyleyse benim de vardır.”

Mesele, Benim mizah duygusuna ihtiyacımın olmadığıdır, fakat sizin buna ihtiyacınız vardır. Hayatın özü olağanüstü bir mutlulukken Benim hangi espriyi yapmam gerekiyor ki?

Şunu sorabilirsiniz:” Peki Tanrım, savaşlar karşısında yılgınlığa kapılmıyor musun? Tüm bu dökülen kanlar gözünü korkutmuyor mu? Hayatların yitirilmesi birazcık olsa yüreğini dağlamıyor mu?

İyi de aziz çocuklarım, savaş Benim arzum değildir ki. Onu hafife de almıyorum Ben. Öte yandan onu sizin algıladığınız şekilde almıyorum. Sizin düşman olarak gördüğünüz bir şeyde, sizin ve Benim kendimizi adadığımız kavramlardan farklı da olsa, kararlılık, adanmışlık ve ihtimam görüyorum Ben. Sizin baktığınızdan daha farklı bir ışıkla bakıyorum. Nasıl hissettiğinizi anlıyorum ve sizin baktığınız şeyin, Benim baktığım şey olmadığını görüyorum. Cennet bilincinin yüksekliğinden yaklaştığınız zaman siz de farklı göreceksiniz.

Sadece önünüzdekileri ve bunların sizi kişisel olarak nasıl etkilediğini görebiliyorken dezavantajlı bir durumdasınızdır. Buraya, Benim yanıma gelin ki Ölümsüzlüğün üstün penceresinden bakabilesiniz. Buraya, Benim yanıma gelin ki sevgimin penceresinden bakabilesiniz. O vakit bakış açınız nasıl da değişirdi! Of, Benim gördüğüm gibi görebildiğiniz için nasıl da mutlu olurdunuz ama.

Tabii ki günlük hadiselerin ötesini görüyorum Ben. Sizin gördüğünüzden daha geniş görüyor, sizden daha uzaklara bakıyorum. Savaş konusunda mutlu değilim, fakat umutsuzluğa da kapılmıyorum. Sevginin sürükleyici dalgalarını görüyorum Ben, savaşın içinde dahi varolabilen sevgiyi görüyorum. Kendi yüreklerinize olmasına izin verdiğiniz gibi parçalanmıyor Benim yüreğim. Aziz çocuklarım, hepinizi kutsuyorum Ben. Sizin sebeplerinizden farklı şeyler için savaşan cengaverleri bile kutsuyorum. Benim çocuklarımdır onlar; sizi de hiç kınamadığım ya da terketmediğim gibi onları da kınamıyorum, terketmiyorum. Ebediyyen sizinim ve siz de Benimsiniz. Sizin yaptığınız gibi bir “onlar” mevhumu görmüyorum. Sadece “Benim olanlar bütünü”nü görüyorum. Benim görebildiğim gibi görebilseniz!

Doğru bir yolda ya da yanlış bir istikamette olsun, tüm yüreklerin derinine bakıyor ve orada Kendi yüreğimi görüyorum Ben. Yüreğiniz sıkıntı ve savaşlardan musdarip olabilir; fakat Benim yüreğim herkesin içinde çarpmaktadır. Ne yapıyor ya da yapmıyor olursanız olun, Benim yüreklerim sizin yüreğinizin içinde çarpmaktadır. Her zaman nazik ve aklıbaşında davranmayabilirsiniz; lakin yine de sebatla sizin içinizdeyim. Bir an için bile olsa sizin yüreğinizi de, bir diğerininkini de terketmem.

Elbetteki, bir zamanlar yaptığınız bir şeye daha sonra farklı bir gözle bakabilirsiniz, “şimdi olsa daha farklı hareket ederdim” diyebilirsiniz. Bir zamanlar sahip olduğundan daha farklı bir bakış açısı kazanma fırsatı herkese verilmiştir. Yoksa bu özgürlük diğerlerine değil de sadece size mi tanınmalıydı?

Ben eşit paylaşımdan yanayım. Ben olmayan bir tekiniz dahi yoktur aranızda. Ne kadar derinde olursa olsun, ne denli saklı kalmış olursa olsun her bir yüreğin içindeyim Ben ve bulunabilirim. Beni kendi kalbinizde bulabilirsiniz ve Beni diğerlerinin kalplerinde de bulabilirsiniz.

Hepinizden yana bakıyor ve bekliyorum. Sizden çok mu fazla şey istiyorum?

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: