CENNET#1904 Gelin Çiçeği Gibi Şubat 7, 2006

Tanrı dedi ki:

Siz Benim Yeryüzündeki kalp atışlarımsınız. Siz Benim yüreğimin taşıyıcılarısınız. Siz Benim sevgimi yayansınız. Siz onun tedarikçilerisiniz. Siz Benim sevgimin altınıyla Yeryüzünü kaplamak üzere Dünyaya gönderdiklerimsiniz. Siz sevginin madencileri değilsiniz. Onu bulmak için kazı yapıp araştırmıyorsunuz. Siz onu teşhir edensiniz. Siz sokakları benim sevgimin altını ile döşeyensiniz.

Servet avcısı değilsiniz. Serveti anlatan ve onu verensiniz. Servet sizsiniz. Benim İrademi sürdürmek için Yeryüzüne gönderdiğim altınlarsınız siz.

Yaşamın yalnızca sizin için olduğunu düşünmekteydiniz, buradaki ikametinizden dolayı yalnızca size mahsus olan hazzın mücadelesini vermeniz için. Kazandığınızdan fazlasını vermek için buradasınız. Araziyi sulayacak ve mahsülü toplayacak olansınız siz. Her şeyin yolunda gittiğini gören bir düğün organizatörü gibisiniz.

Yeryüzündeki ormanları ve çiçekleri tanzim edensiniz. Geçiş yerlerini genişleten ve aralarına gül yaprakları saçansınız.

Benim arzularımın gerçekleşmesi içinsiniz. Ve benim arzularım, hepiniz için sevgiden ve Yeryüzünde barıştan başka ne olabilir ki? Hepiniz için. Yüreğinizde mızraklar olmaması ve tıpkı biri birine geçen dişler gibi ardınızdan kapanan hapishane kapıları olmaması için. Diğerleri kapılarını size kapatabilirler belki, lakin açık kalır sizin kapılarınız.

Sizin kadar verici olabilenler alma konusunda da harikulade olacaktır. Size gelenlerin hepsini kabul edeceksiniz, onları hakkıyla kabul edeceksiniz. İçtenlikten daha fazlasıyla. Şimdi önünüzde duran kişi sadakalarınızı alması için Benim gönderdiğimdir. Sadakalarınız sevgidir. Tutsak eden bir sevgi değil, daha çok dağların zirvesinden gelen bir sevgi, önünüzde duran kişiye ve kendinize de dahil olmak üzere herkese dağıtabileceğiniz.

Hissedin Benim sevgimi size akarken, onu nasıl vereceğinizi böyle bileceksiniz. Sevgiyi vermeyi idrak edeceksiniz, böylesine doğal, böylesine güzel, böylesine dolu ve dünyanın iyiliği için böylesine zaruri.

Kendinizi küskün hissettiğinizde, yüreğiniz sızladığında, ne yapacağınızı bilirsiniz. Tedavinin ne olduğunu bilirsiniz. Yüreğinizdeki bu istenmeyen konukları neyin uzaklaştıracağını bilirsiniz. Sevginin içeriye çağlamasına müsaade edin. Sevdiklerim, ondan kepçe kepçe alabileceğiniz bir sevgi kuyusu varken neden kalbinizi yüzeysel rahatsızlıklarla harap ediyorsunuz? Yüreğinizde sevginin bir hazinesi var. Onu atıl bırakmayın. Bırakın sevgi aksın ve böylece taze kalsın.

Verdiğiniz mutluluk sizin barındırdığınız mutluluktur. Bir diğeri yoktur. Bir çöp bile alamayacağınız için kapışmayın onu. Verin ve böylelikle sevgi verilsin, mutluluk hakim olsun. Sevginin hasretini değil, sevginin bilgisinin hasretini duyun. Sevgiyi onu vererek inceleyin. Onu önünüzde görün.

Eğer size kafi miktarda sevgi gelmiyorsa o zaman siz fazlasını verin. Cebinizin derinliklerini kurcalayın ve verin. Bırakın ceplerinizde sevgi sikkelerinin kum gibi düşeceği delikler olsun. Bir pınardan dökülen sular gibi akacaktır onlar. Bırakın yüreğinizin pınarı güvenilir bir kaynak olsun. Bırakın sevginiz Cennete kadar fışkırsın, sonra sizin ve çevrenizin üzerine dökülsün. Diğerlerinin üzerine dökülen sevginin en fazlası size dökülsün.

Bırakın benim rahmetim, benim inayetim sizden aksın. Bırakın sizin diğerlerine yönelik inayetiniz Benimki olsun. Lütufkar olun. Dünya sizin lütufkarlığınızı bekliyor. Dünyada konuk olan sizler aynı zamanda ev sahibisiniz de. Benim partimin davetlilerisiniz ve lakin aynı zaman da onu düzenleyensiniz. Sevgi gelinini artık uzaklara verensiniz, sevgi alıkoymanız için size ait olmadığından. Benim kainata sevgiyle nüfuz etmelerini istediklerimsiniz. Taşların gereksiz olduğu bu yerde sevgiyi fırlatın. Onları nazikçe fırlatın sanki pek çok gelin çiçeğiymişcesine böylelikle yakalayabilsin herkes verdiğiniz sevgiyi.

Çeviren: Engin Zeyno Vural