CENNET#2500 Mutluluk buradadır işte, alın onu 29 Eylül 2007

Dünyadaki can sıkıntınız ve rahatsızlığınızla ilgili ne yapabiliriz? Görüyor ve biliyorsunuz ki dünyayı mevcut haliyle algılamanız murad edilmedi. Dünya hayatını, bir vaha olmaktan ziyade, bir meşakkat yumağı, bir didişme hali, bir deneme alanı olarak görme eğilimindesiniz. Evet, dünyanın kesinlikle dikkatinizi ona yöneltmenize ihtiyacı vardır ve sizin de Kim olduğunuzun farkına varmanız gerekmektedir. Mesele, dünyada neler olduğundan ziyade size neler olduğudur. Düşünceleriniz nerelerdedir ve sizi nereye götürmektedir onlar? Sizi yeşil vahalara götüren düşüncelere sahip olun.

Nasıl düşündüğünüz, içinde yaşadığınız dünyada büyük farklar yaratır.

Eğer dünya çocuğunuzsa ona ilham vermeniz, onu teşvik etmeniz gerekir. Onu suçlayıp ayıplamayın artık. Kusurlarına işaret etmeyin. İnandığınız, önem verdiğiniz şeyler, güzellik ve sevginin egemenliği gibi değerler olmasına rağmen dikkatiniz güzelliklerden ziyade hala kusurlar üzerinde olabiliyor.

İçinde yaşadığınız dünya bir sanat eseridir. Evet, uyumsuzluk ve düzensizlik mevcuttur fakat buna rağmen kainattaki düzeni ve güzelliği gerçekten inkar edebilir misiniz? Bunu yapabilir misiniz? Dünyaya baktığınız zaman, avuçlarınıza ya da bir ağacın yapraklarına baktığınız zaman hayrete düşmekten başka ne yapabilirsiniz? Kaygıyla, üzüntüyle, sıkıntıyla doluysanız eğer yanlış yerlere bakıyorsunuzdur. Hatalardan yana bakmak onları şiddetlendirir. Bu şekilde onları alenileştirirsiniz. Dikkatinizi odaklayacağınız, dünyaya elini uzatacak olumlu bir şeyler yok mudur yeryüzünde? Düşündüğünüz şeyleri yansıtırsınız. Neyi yansıtmak istiyorsunuz, neyi yaymak istiyorsunuz aziz çocuklarım? Onları yansıtın.

Neyi yansıttığınız bir başkasına değil tamamen size bağlıdır. Yani baktığınız şey, yayıp yansıttığınız şeydir. Yüreğinizin arzusu dünyadaki zulmü ortadan kaldırmak bile olsa, bu zulümden yana baktığınızda onu desteklemiş olursunuz. Bu zalimlik hallerini, suçları ve şiddeti sona erdirmek için çok içten bir niyette olabilirsiniz; fakat onları analiz edip inceledikçe bu meseleleri daha çok desteklemiş olursunuz. Hastaklıkları mesken tutacak hastaneler inşa etmiş olursunuz, suçluları himaye edecek hapishaneler kurmuş olursunuz. Ortadan kaldırmak istediğiniz şeyi çok daha fazla güçlendirirsiniz. Odaklandığınız noktaları değiştirin.

Yasalara uyan, kibar ve saygılı kitlelere odaklanın. Kusur bulmaktan ziyade itibar gösterin.

Eğer dünya, içinde yaşadığınız bir muhitse ona, kendinize bakılmasını istediğiniz gözle bakın. Eğer kusur arayışı içindeyseniz kendinizden yana baktığınızda da onu bulabilirsiniz. Başka bir şeyin arayışında olun – mutluluğun mesela. Size mutluluk veren şeylerin arayışında olun.

Mutluluğun size verilen ya da verilmeyen bir şey olduğuna inanma eğiliminiz bulunduğunu biliyorum. Ya da sizden alınmak üzere verildiğini düşündüğünüzü. Yanılıyorsunuz. Mutluluk tamamen sizin tercihlerinizden biridir. Size zorla yamanmaz o. Almanız için sizindir. Mutluluk buradadır işte, alın onu. Size teslim ediyorum. Çok değerli, nadide ve müşfik bir edinimdir mutluluk. Böyle olmasına rağmen karar yine sizindir. Zamanın bir noktasında sınırlı mutluluğu kabul etmek üzere karar vermiştiniz. Şimdi mutluluğun tamamını seçin. Mutluluğu seçmek inanın ki mutsuzluğu seçmek kadar kolaydır.

Borsaya girdiğinizde seçtiğiniz herhangi bir hisse senedini satın alabilirsiniz. Dilediğiniz herhangi bir ruh halini de böyle satın alabilirsiniz. Mutluluğun bir maliyeti yoktur, lakin bir bedeli olsaydı da şayet, mücadelenin ve mutsuzluğun bedelinden çok daha düşük olurdu bu. Aynı parayla muazzam bir mutluluk ve coşkuyu satın alabilecekken aklı başında kim gidip de bu parayı mutsuzluğa yatırır ki? Evet, tercihleriniz vardır. Onlarda karar kılın.

Çeviren: Engin Zeyno Vural