Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#2490 Tanrı Adına

CENNET#2490 Tanrı Adına 19 Eylül 2007

Meleğim olduğunuzu unutmayın. Benim meleğimsiniz. Kanatlarınızı Ben verdim size. Kalbinizdedir onlar. Sizi hafifleştiren yüreğinizdir. Kanatlanıp uçmanızı sağlayan yüreğinizdir. Süzülerek yükselmek zorundasınız aziz çocuklarım; çünkü dünyanın meleklere ihtiyacı var.

Kendinizi daha az düşünürüken aynı zamanda kendinize daha fazla itibar edin.

Kendinizi tahlil etmek mazide yaşamaktır. Kendinizi tahlil etmek geçmişe saplanıp kalmaktır. Mazi, serzeniş ve kınamalarla doludur. Bugünü yaşayın ve kendinizi onurlandırın. Size bahşettiğim canlılık ve neşeyi böyle hissedeceksiniz. Dünyayı ışıktan kanatların üzerinde taşıyacaksınız.

Bu kadar da ciddi olmak zorunda değilsiniz. Ağzınızı açın ve size bahşettiğim bu armağanın, Dünya hayatının tadına varın.

Teşekkür ederim demeyi öğrenmemiş miydiniz? Teşekkür ederim ifadesi, hayata olan bağlılığınızdan kaynak bulsun. Hayattan ve onun önünüzdeki sergilenme şeklinden memnuniyet duyun. Hayat bir kelebek gibidir aziz çocuklarım. Bir görünür bir kaybolur o. Sizin için hareketsiz kalmaz. Hayatınız harekete geçmek için her an hazırdır. Tıpkı fırnınızın düğmesini çevirip onu ayarladığınız gibi hayatınıza da yanı şeyi yapın. Hayatınızı bugüne kurun. Hayatınızın istediğiniz düğmesine ayar yapın.

Hayatınız bugün bir şarkı gibi olsun. Notaları çalınsın. Hayatınıza refakat eder o notalar.

Pikniğe gideceğiniz zaman buna uygun olarak giyinirsiniz. Yemeklerinizi paketlersiniz. Pikniğin keyfini ve heyecanını hissedersiniz. Bugün hayatınız için bir piknik düzenleyin. İşe gidiyor bile olsanız bir piknik gibi algılayın onu, zira böylelikle keyif alabilesiniz.

Bugün çalışıyorsanız bile bırakın hayat plajda geçirilen bir gün gibi olsun. Keyif aldığınız bu günün kutsanmış enerjisini içinize çekin. Ayda sadece bir gün için işe gitmeniz gerekiyorsa bunu daha çok takdir edebilirsiniz elbet. Bunu olduğu haliyle bir armağan olarak görebilirsiniz. İşte geçirilen bir gün, ya da piknikte veya plajda geçirilen bir gün, sizin bakış açınız haricinde aralarındaki fark nedir ki?

Günün kendisi tarafsızdır. Herbir gün size her şeyi sunar. Ortamı ve nasıl hissedeceğinizi seçen sizsiniz. Hava tahminini yapan szisiniz. Onu önceden siz hazırlarsınız. İşe gönülsüzce ayaklarınızı sürükleyerek gidebilirsiniz. Bedeninizin duruşu bile bugünün keyifsiz olacağını söyler. Duruşunuzu değiştirin. Bugünün harikulade birgün olmasına niyet edin. Bugün, sahip olduğunuz tek gündür.

Eğer gününüz portakal neviyse onu sıkarak tüm nektarı çıkarabilirsiniz.

Eğer hayat bir dilim pasta olsaydı onu yerdiniz. Sanırım bütün bir günü bunu düşünerek geçirmezdiniz. Onun keyfini çıkarırdınız.

Hayat neden bir dilim pasta kadar hoş olmasın ki? Hayat neden kolay olmasın? Hayatı çiğneyip yutabileceğinizden daha büyük parçalar ısırdığınız bir bütün olarak görmek zorunda mısınız? Hayata farklı bir açıdan bakmaya başlayın böylelikle yaşamınız da farklılaşacaktır. Kendinizi, sahip olmaktan hoşlandığınız düşüncelerle sarıp sarmalayın ve onlara sahip olun.

Bir panayır için hazırlandığınızı düşünün. Umut edilen fakat beklenmeyen hazinelerin günü olacaktır bu. Bugününüz muhteşem olacaktır. Onun için etrafı süslüyorsunuz şimdi. Müziği planlıyorsunuz. Bugün, sizi ve hayatı tam bir işbirliği içinde birleştiren bir düğün gibi olacaktır. Sevmek, bağrınıza basmak ve Yeryüzündeki herşeyi onunla paylaşmak üzere hayatı daimi eşiniz olarak seçiyorsunuz bugün. Mutluluğunuzu paylaşıyorsunuz. Bir tutumu paylaşıyorsunuz ve bulaşıcı hale geliyor o.

Tutumunuz her zaman öyledir. Bugün etrafa yaymak istediğiniz şeyleri seçin ve tüm bir yeryüzüne saçın onu. Tanrı adına, hayatı keyifli bir hale getirin.

Çeviren: Engin Zeyno Vural